26 Mart 2010 Cuma

YAŞANMAMIŞ YAŞAM



'Yaşanmamış bir yaşam olduğunu bilmek. Hayır ben seçmedim. İstediğim yaşamı yaşamadım. Benim için yazılmış yaşamı yaşadım.Ben bir mahkum gibi bu yaşama kapatıldım!'

Evet içimde, beynime kadar giden o dayanılmaz baskının nedenini öğrendim. Yaşadığım hayatımı gerçekten yaşayamamış olduğumu anladığımda içimde kabaran bu baskının da nedenini anladım.İçimde patlamak üzere olan, yaşanmamış bir yaşam var. Kalbim her atışıyla beni biraz daha sona yaklaştırıyor. Son olsun istiyorum bir an önce. Bundan duyduğum acı o kadar büyük ki, ruhum intiharla dans ediyor. Zaman sonsuza doymayacak kadar aç gözlü. durmadan yiyip, yutuyor benden birşeyler. Geri verdiği ise hiç birşey yok...

Zaman ebedi yinelemenin bir diğer adı mı? Yaptığım her eylem, yaşadığım her acı bu sonsuzluk içinde hep yaşanacak mı? Ve en acısı bütün bu can yakan eylemleri biz yine kendi elimizle yapmış oluyoruz. Yapmadıklarımız ölü doğan düşüncelerimiz. Kaçtığımız tercihlerimiz...

Bu fikirden nefret ediyorum. Yaşayamadığım yaşam içime dehşet veriyor. Bu da bana daha çok acı veriyor. Bu fikri sevecek bir şekilde nasıl yaşayabilirim? Mesela ödevlerim, görevlerim, sorumluluklarım yani...hepsini olsa da eksiklikleri hep yerine getirmeye çalışıyorum. Sevdiğime sadık kalıyorum. Bunlar bana teselli sebebi olabilir mi?

Bir yanda yaşanmamış bir yaşam, diğer yanda sorumluluklarım...Ne kadar kıyaslayabilirim ki? Görev dediğimiz şey insanın kendisini büyütmekten öte, yani kılıftan maskeden başka birşey değil.İyiliğim, görevlerim, sadakatim sanki beni hapsetmiş. Bu küçük küçük sevinçlerle yok olup gideceğim...Yaşamımı değiştirmek istiyorum. Bir kere bile yaşadığımı hissetmeden ölümü karşılamak zorunda kalacağım...

'Yaşanmamış o yaşam sonsuza dek içimizde kabaracak ve sonsuza dek yaşanmamış kalacak! Vicdanımız dinlemediğimiz o sesi sonsuza dek haykıracak!'

0 yorum:

 
Template by Exotic Mommie Illustration by Dapina

brought to you by AllBlogTools.com Blogger templates