5 Mayıs 2011 Perşembe

YILDIZ HİKAYESİ


"Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin yerini gösteremem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... Hepsi senin dostların olacak. Hem sana bir armağan vereceğim..."

"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlar bütün insanların," diye yanıtladı. "Ama her insan için aynı değiller. Yolcular için, yıldızlar yol gösterici. Ötekiler için yalnızca gökyüzündeki pırıltılar. Bilim adamları için hepsi birer problem. İşadamı için zenginlik. Ama bütün yıldızlar sessiz. Sen... Yalnızca sen yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın..."
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak!"

22 Ocak 2011 Cumartesi

İŞARET


GECE Seni seçer belki ve artık geri dönüşün yoktur. İŞARETlenmiş ve SEÇİLEN olmuşsundur belki.. Yeni hayatına alışmaya çalışıp AV olmamaya, İHANETe uğramamaya, BAŞTAN ÇIKARILMIŞ olmamaya dikkat etmen gerekir.. Bu, yeni ve VAHŞİ doğa senin yeni yaşamındır. Bazen KORKUNÇ olur bazen aranan bir yaşam.. Bir GECE TANRIÇASI değil de masal perisi tarafından DOKUNULMUŞ olmak istersin arada.. Ama bilirsin ki asıl ARANAN sen olduğun için DEĞİŞTİRİLENsindir. Ve bu YÜKLÜ görev artık omuzlarına binmiştir.. Bunları bilmene rağmen bazen kendini eski hayatından ÇALINTI olarak koparılmış hissedersin..

19 Aralık 2010 Pazar

U-MUTSUZUM


Olanlar olacak, olmayanlar olmayacak.. İlişkiler yaşanacak, ayrılıklar hemen peşinden gelecek.. Hâlâ hayattaysan eğer, senin için asıl olan sadece hayat olacak.. hayat ise hep bir problem, kolay tarafından kesip atılmadan, çözülmeyi bekleyen bir düğüm..
Peki.. var mı bir çözüm?. saçmalamayın!

18 Aralık 2010 Cumartesi

NE ZAMAN ANLAŞMIŞ Kİ KALPLE BEYİN?


Anlaşanlar sanırım ilişki bazında şu an dünyanın en mutlu çiftleri olmalı. Evet evet..onlar gerçekten çok şanslılar! Ve ben yeryüzünde ne kadar var böyle çift merak ediyorum. Etrafımda fazla yok. Ama var bir yerlerde biliyorum… Bunu nasıl başarıyorlar gerçekten? Kalbimin istediğine mantığım hayır diyor, mantığımın aldığını kalbim almıyor… Ne acı! Acı, çünkü kalbinle mantığının arasına sıkışıp kalmak oldukça zorluyor. Bu sadece kalp-beyin savaşıyla yetinmiyor. Uykunla savaşıyorsun, etrafındaki insanlarla savaşıyorsun, sorumluluklarınla savaşıyorsun. Ve bazen gerçekten dayanılmaz oluyor.

17-18’li yaşlarda bu karmaşıklığı yaşamıyordum. Kalbim aklımın efendisiydi. Büyüdükçe beynim de zaman zaman üstünlük kurmaya başladı kalbime. Ne yani o yaşlarda aptal mıydım? Büyüdükçe mi akıllandım? Ama aptal olsaydım başarılı bir öğrenci de olamazdım. E peki ne o zaman?

Çok düşündüm ve cevabı buldum. Hatta bazen tokat gibi cevap beni buldu. Ne mi? HAYAT! O zaman sadece aklını derslerin için kullanman yetiyordu. AŞK’ta mantık aramana gerek yoktu. Mantığın sadece derslerinde kullanman yeterliydi. Sorumluluğun sadece buydu hayata karşı. Ama şimdi öyle değil. Artık sorumluluğun tüm hayata karşı. O yüzden artık AŞK’ta mantık da aramak zorunda kalıyorsun. Belki bir süre sonra artık tamamen aklın kalbinin efendisi olacak.

Bunu istemiyorum… Aklım kalbime hükmetmeden önce AKLIMA YATAN, KALBİME DOKUNAN bir AŞK istiyorum.

14 Kasım 2010 Pazar

HAYALLERİMİZİ SATMADIK YA!

Gitmek cesaret ister ufaklık
Gidecegin yer neresi olursa olsun
Sevdiklerinle arana mesefe girince
Varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz.
Vedalaşmakta zor iştir biliyo musun ?
Oturursun geminin kıçına.
Bakarsın sevdiklerine gittikçe ufalırlar ufalırlar kaybolurlar
O zaman anlarsın işte
Vedaşalmak asıl kalana değil gidene koyar.
100 defa söyledim sana hüzünlü değilim, mizacım böyle.
Bak şarabımla beraberim.
Çocukluğumdan beri hayaller kuruyorum
Şarabımdan Ayrılmadan hemde.
Ben şarabımdan Ayrılmıyorum.
O da bana bunca gidene rağmen hala hayal kurdurtmaya devam ediyor.
Ne olmuş yani büyük adam olamadıksa?
Hayallerimizi satmadık ya ?..

http://www.dailymotion.com/video/xfa32n_hayallerimizi-satmadyk-ya_shortfilms

6 Ekim 2010 Çarşamba

GÖRÜNMEYEN RUHLAR


Hani bazen boşluğa düşermiş gibi hissedersin ya. Ama aslında olduğun yerde duruyorsundur. Hani bazen ensendeki tüyler kalkar ya ve kollarındaki küçükü tüylerde. İşte bunu onlar yapıyor. Kızdıkları zaman bizi ürpertiyorlar....

DOSTUMA...


O’nu niçin sevdiğimi sorarlarsa buna vereceğim cevap sanırım şöyle olurdu: o, o idi; ben de bendim. Ruhlarımız, yüreklerimiz o kadar sıkı bir birliktelikle yürüdü ki. Hiç bilinmeyen yanlarımızı birbirimize öyle açtık ki, kimi zaman kendimden çok güvenir hale geldim. Öteki sıradan dostlukları buna benzetmeye kalkışmayın. Onsuz yorgun ve bezgin sürüklenip gidiyorum. Tattığım zevkler bile tat vermiyor. Biz her şeyde birbirimizin yarısı idik. Hep de öyle olacak. Her şeyde onun yarısı olmaya öyle alışmışım ki… Olmadığında nefesim eksik gidiyor sanki ciğerlerime. O olmadığında ne yapsam, ne düşünsem onun eksikliğini duyuyorum. O da benim için elbette aynı şeyi duyuyordur. O kadar kaynaşmışız ki ayrı yerlerde olsak bile aramızdaki bağ her geçen gün zenginleşip güçleniyor…

Seni çok seviyorum DOSTUM…

 
Template by Exotic Mommie Illustration by Dapina

brought to you by AllBlogTools.com Blogger templates