7 Aralık 2009 Pazartesi

MOR MÜREKKEP


Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben...Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben. Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben. Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben


MOR MÜREKKEP/NAZAN BEKİROĞLU

BURDAYIM...!


Bir oyundaymışım da, ebe beni unutup gitmiş gibi. Yıllarca oyunun kaldığı yerden devam etmesini bekleyen bir çaresizdim. Sobelenmek pahasına ortaya çıkıyordum ve kimseler varlığımı umursamıyordu. Boğazım patlarcasına bağırıyordum:

burdayım !


burdayım !


Burdayım !…

EZEL REPLİKLERİ


Bugün ezel günü... Normalde pek dizi izleme huyum yoktur ama 'EZEL' dizisindeki yapılan edebiyat beni bazen o kadar çok etkiliyor ki...Gerçekten oldukça sağlam sözler var bu dizi de. Bende bugüne kadar hoşuma giden replikleri sizle paylaşmak istedim. Tabi sizin yorumlardan da beklerim...

*Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz. Tesadüfe inanan adamsa kaderini kendi elinde tutamaz...

*Siz hiç bir sabah uyanıp hayallerinize ulaşabilirmiş gibi hissettiniz mi?

*Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın.

*Bir gün yuvanızdan çıkıp bir daha hiç dönmediyseniz oraya, sizi öldüren şeyi delicesine sevdiyseniz bir zamanlar, ona sarılabilmek için bilirsiniz nelerden vazgeçebileceğinizi...

*Geçmişe takılıp kalmak ne demek çok iyi bilirim. artık orda olmayanı aramak ne demek cidden çok iyi bilirim...

*Geçmişe sorular soran kendi sesinin yankısını gerçek sanır. Hani aynada aksini görür, gerçek sanır; vurur yumruğu ayna kırılır elin kanar...

*Geçmişe dönmek başka, geçmişi silmek başka. Bir kere aktımı zamanın içinden suyun yolu değişmez. Unutma! Bin kere dönsen o güne, bin kere ihanet edecekler sana. Bin kere ihanet etseler sana, çaresi yok bin kere gidersin yanlarına...

*Hayatın kuralı bu, ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı. Nereye gidersen git şunu unutma, herkes gün olur evine geri döner!

*Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal, en son yol ona İHANET etmektir.

*Millet aşkı birşey sanıyor, AŞK şeytanın oyunu...!


MERHABA

'Çocuk Kalbi' yle çıktım bu yola... O kitabı okuduğumdan bu yana dönem dönem günlük tuttuğum zamanlar olmuştur. Özellikle de sıkıldığım, kendi kabuğuma çekildiğim zamanlarda. Bu alışkanlığım hala devam ediyor. O günden bu yana süren alışkanlığımı sizle paylaşmak beni heycanlandırıyor, o yüzden yazmakta bu kadar zorlanmamıştım şu anda olduğu kadar. Laf olsun diye yazmıyorum yada yazmış olmak için... Yaşım 22...bir zamanlar 12'ydim, 18 yaşındaydım ve şu an 22 yaşındayım. Zaman aslında tahminimden hızlı akıp gidiyor. Ölüme her geçen gün biraz daha yaklaşıyorum... Ve ben ölümden korkmak istemiyorum. Shakespeare "insanlar dünyaya iyi birşey vermediği için ölmekten korkuyor" diyor ve ben korkmamak için dünyaya birşeyler vermeye çalışıyorum... Umarım yazdıklarımla size kimi zaman bir ışık, kimi zaman bir ders, kimi zamansa örnek olurum... Alabildiğinizi almanızı isterim, sizden alabilmekse beni daha fazla mutlu eder...kimine göre küçücük, kimine göreyse kocaman bir MERHABAYDI bu...

 
Template by Exotic Mommie Illustration by Dapina

brought to you by AllBlogTools.com Blogger templates